MAVİ-YEŞİL ALGLERDEKİ BİOENERJİNİN FİZİKSEL
PARAMETRELERE DÖNÜŞEBİLİRLİĞİNİN İNCELENMESİ VE VERİMLİLİĞİ ARTTIRICI
FAKTÖRLERİN TESPİT EDİLMESİ
AMAÇ:
1.
Günümüzde kullanılan
çeşitli devre elemanlarının atıklarının doğaya verdiği zararı azaltabilmek
amacıyla çevre dostu, yenilenebilir, istenen şekil ve ebatlarda
hazırlanabilirliği ile kullanım kolaylığı sağlayan, daha ekonomik ve kolay elde
edilebilir bir yöntem geliştirilmesi amacı ile mavi-yeşil alglerin kullanılması
2.
Mavi-yeşil alglerde depolanan
biyoenerjinin verimliliğini arttırabilmek amacı ile bakterilerin besin ortamına
sülfür eklenmesi ve bakterilerin elektrik ve manyetik alana maruz bırakılması
3. Elde
edilen verilerin grafiklerle yorumlanması
Anahtar kelimeler:
RAPOR:
1.1.
GİRİŞ:
Cyanobacteria oldukça geniş bir gruptur ve
morfolojik açıdan çeşitli fototrofik bakterilerden oluşur. Cyanobacteria'yı mor
ve yeşil anoksifototroflardan ayıran, onların oksijenik fototroflar
olmalarıdır. Bu grup Bacteria'daki en büyük alemlerden biridir. Bu canlılar
evrimsel açıdan büyük öneme sahiptir çünkü onların Dünya üzerinde ilk oksijen
oluşturan fototrofik organizmalar olduğu, bu sayede de Dünya'nın atmosferinin
oksijensiz (anoksik) halden oksijenli (oksik) hale geçtiği düşünülmektedir.
Gerçek bir zarla çevrili çekirdekleri bulunmaması nedeniyle bakteri,
fotosentetik özellikte olmaları nedeniyle de bazen alg olarak
sınıflandırılırlar.
Morfolojik açıdan çeşitlilik gösteren
Cyanobacteria'da ipliksi ya da tek hücre halindeki formlara rastlanılır.
Morfolojik özellikler göz önünde bulundurularak Cyanobacteria beş gruba
ayrılmıştır. Cyanobacteria'da hücre büyüklüğü 0,5-1 µm'den 60 µm'ye kadar (ör:
Oscillatoria princeps) değişebilir.
Hücre duvarının yapısı Gram negatif bakterilerin
hücre duvarına benzer ve az miktarda peptidoglikan içerir. Cyanobacteria'da
sadece bir çeşit klorofil bulunur (klorofil a). Ayrıca hepsinde fikobilin
(phycobilin) adı verilen karakteristik bir pigment çeşidi bulunur.
Fikobilinlerin, fikosiyanin (phycocyanin) adı verilen bir sınıfı mavi renklidir
ve yeşil renkli klorofil pigmentleriyle birlikte bu canlılara mavi-yeşil renk
verirler.
Gaz kesecikleri, Cyanobacteria'da görülen önemli
sitoplazmik yapılardandır. Bu yapılar, özellikle açık sularda yaşayan türlerde
yaygın olarak görülür. Gaz keseciklerinin görevi canlının suda istediği
derinlikte durabilmesini sağlamaktır. Canlı bunu, keselerin içindeki gaz
miktarını ayarlayarak yapar. Çoğu Cyanobacter'in kayarak hareket ettiği ve
kamçıya (flagella) sahip olmadığı bilinmektedir.
Cyanobacteria'da beslenme oldukça basittir. Vitamin
ihtiyacı yoktur ve nitrat ya da amonyak, azot (N) kaynağı olarak kullanılır.
Bazı mayi-yeşil bakteri türleri, fotosentezin yanından azot fiksasyonu
(bağlaması) da yapabilir. Bu türlerde azot bağlanması, "heterokist"
adı verilen özel yapılar içerisinde, oksijensiz koşullarda gerçekleşir.
Cyanobacteria tarafından üretilen birçok metabolik ürün pratik açıdan
önemlidir. Çoğu Cyanobacteria nörotoksin üretme yeteneğine sahiptir ve bu
toksinlerin bulunduğu suyu içen herhangi bir canlı hızla ölüme gidebilir.
Ayrıca Cyanobacteria toprağa has kokunun oluşmasını sağlayan bakteri
gruplarından biridir.
Mavi-yeşil alg olarak bilinen
siyanobakteriler, bugün bile çok yetenekli organizmalar olarak göze
çarpmaktadır.Kendi kendilerine yeterli olan bu canlılar, CO2 ve N2
‘ yi organik moleküllere dönüştürebilmektedir. Bu organizmaların sadece su ,
hava ve güneş ışığında yaşam sürdürmek için kullanıldıkları mekanizmaları;
milyonlarca yıldan beri değişmeden kalmıştır.Bu yeteneklerin bazılarına sahip
diğer bakterilerle birlikte daha karmaşık organizmaların evrimlerine zemin
hazırlamışlardır. Organizmaların bir bölümü bu kez inorganik ham maddelerden
tüm organik hücre bileşenlerini sentezlemeyi başarmış ve böylece diğer
organizmalar ise primer sentezleyiciler ve onların ürünler üzerinden beslenmeyi
yeğlemişlerdir. Gördüğümüz bütün renkler belirli bir dalga boyun ve frekansa
sahiptir.Örneğin kırmızının dalga boyu mordan uzundur.Bizim renkleri
görebilmemizin sebebi ise gözlerimizin bu hassas dalga boylarını algılayacak ve
beynimizin de bunları yorumlayacak şekilde yaratılmasından kaynaklanır.Işığın
dalga boyu “nanometre” adı verilen bir birimle tanımlanır.Bir nanometre ise
metrenin milyarda birine eşittir.Örneğin kırmızının dalga boyu 770, koyu morun
ise 390 nanometredir.Ancak bu o kadar küçük bir birimdir ki, insanın gözünde
canlandırabilmesi kesinlikle imkansızdır.Bu ışıkların bi de frekansları
vardır.Bu frekans “hertz” veya saniyedeki devir sayısıyla ölçülür.Bir devir ise
dalganın en üst ve en alt noktası arasındaki mesafedir.Işık saniyede 300.000 km
yol alır.Eğer dalga boyu daha küçük ise fotonlar aynı sürede daha fazla mesafe
kat etmek zorunda kalırlar.Bitkinin kullandığı ışık çok özel bir yapıya
sahiptir.Bu ışık hem atmosferde hassa bir elekten geçirilerek süzülür,hem bizim
algılayamayacağınız kadar küçük bir mesafe aralığında hareket eder,hem de
bilinen en büyük hıza sahiptir.Ayrıca hem dalga olarak hem foton denilen
tanecikler şeklinde hareket ettiği için maddeleri oluşturan atomlara çarparak
kimyasal reaksiyonlara sebep olma özelliğine de sahiptir.
YÖNTEM:
Deneyimizde kullanılan
siyanobakteriler İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinden temin
edilmiştir ve ekimi yapıldıktan 40 gün sonra beklenerek bakterilerin üreme
hızının yavaşlama sürecine girmesi beklenmiştir.Bu süreci beklememizin nedeni
yapılan deneylerde bakteri sayısındaki değişim faktörünün elektrik deneylerindeki
etkisini en aza indirmektir.
Deneyimizin birinci
bölümünde 4 ayrı kapalı sistem kurulmuş,her bir sisteme aynı miktarda(20 ml
)Klorofilli bakteri özdeş kaplar içinde yerleştirilmiştir.Tüm kaplara
elektrotlar eşit miktarda , eşit uzaklıkta yerleştirilerek sistemler farklı
renkte ve farklı şiddette ışıklarla aydınlatılmıştır. Siyanobakterilerin farklı
renk ve ışıklara maruz bırakıldıklarında ortaya çıkarttıkları biyoenerji
elektrik akımı ve gerilim olarak elektrotlardan ölçülmüştür. Deneyler sırasında
ortam sıcaklığı ve Ph değişimlerinin deney sonuçlarına etkisi incelenmistir.
Bütün deneylere aynı anda başlanarak önce karanlık ortamda ampermetrelerin
gösterdiği değer okunmuş sonradan ışıklar yakılarak her 5 dk da bir
ampermetredeki değer tespit edilmiş, deneyler yaklaşık bir buçuk saat
beklenerek sonuçlar alınmıştır.
Daha sonra deneyde kullanılan
elektrot çeşitleri değiştirilerek hangi metal grubu ile daha iyi verim alındığı
tespit edilmiştir.
Deneylerimizde ayrıca
elektrotların besi ortamına batma miktarı ve elekrotlar arası mesafe
değiştirilerek akım ve gerilim değerleri ölçülmüştür.
Siyanobakterilerin
hareketliliğinin üretilen biyoenerji üzerindeki etkisini görmek amacıyla besi
ortamı sabit frekanslarda titreştirilerek elde edilen gerilim ve akım
üzerindeki etkisi incelenmiştir.
İlaveten kullanılan
siyanobakterinin aktifleşmesini arttıracağı düşünülerek ortama CO2 verilerek
deneyler tekrarlanmıştır.
Deneyimizin 2.bölümünde
eşit süre, farklı renklerdeki ışımalara mağruz kalan bakterilerin enerji
depolama yeteneklerini incelemek amacıyla siyanobakterilerine uygulanan gerilim ve ışıma kesilmiş ve birer
dk aralıklarla elektrotlardaki gerilim değerleri alınmıştır.
Ayrıca
gerilimdeki artışı incelemek amacı ile bakterilerin ışık kaynaklarına
mesafeleri değiştirilerek , besin ortamına demir sülfür eklenerek , bakteriler
elektrik ve manyetik alana maruz bırakılarak deneylerimiz devam etmektedir.
SONUÇLAR VE
TARTIŞMALAR:
1.
Aydınlanma
süresi arttıkça siyanobakterinin ürettiği gerilimin arttığı ancak akımın sabit
kaldığı gözlenmiştir.
2.
Aynı
şiddetle farklı ışıklarla yapılan aydınlanma deneyleri süresince
siyanobakterilerinin elektrik gerilimi üretiminin artış yüzdesinin en az
kırmızı ışıkta, en çok ise beyaz ışıkta olduğu gözlenmiştir.
3.
Ortam
sıcaklığı 29.5 0C’ye kadar arttırıldığında üretilen gerilimde artış
olduğu tespit edilmiş bu değerden sonra gerilim sabit kalmış ve ardından düşüş
gözlenmiştir.
4.
Deneylerimizde
siyanobakterilerin ortam Ph’ları sabit tutulmuştur.
5.
Elektrot
çeşitleri değiştirilerek yapılan deney sonuçlarına göre siyanobakteri
hareketliliğinin ölçülmesinde en iyi sonucu bakır-kalay elektrot çifti
sağlamıştır.
6.
Elektrotların
temas yüzeyinin arttırılması ile elde edilen gerilim az da olsa artış
göstermiştir.
7.
Elektrotlar
arası mesafe azaldıkça üretilen gerilimin arttığı tespit edilmiştir.
8.
Siyanobakterilerin
titreştirilmesiyle yapılan deney sonuçlarına göre titreşim frekansı arttıkça
elde edilen gerilimin de arttığı gözlenmiştir.
9.
Ortama
verilen CO2 ile gerilimin artış göstermiş olması CO2’nin
siyanobakterilerin büyüme hızını arttırdığı sonucuna bağlanmıştır.
10.
Deneyin
ikinci bölümünde elde edilen verilere göre eşit ışımalara maruz bırakılan bakterilerden
elde edilen veriler kıyaslandığında kırmızı ışığa maruz bırakılan bakterilerin
ürettiği gerilim artışının diğerlerine göre daha fazla olduğu saptanmış ve bu
sonuç siyanobakterinin en çok kırmızı ışık altında enerji depoladığı şeklinde
yorumlanmıştır.
11.
Aydınlanma
deneyleri süresince elektrik iletimi artış yüzdesini en çok olduğu yeşil ışıkta
bekletilen bakterilerin devre kesildikten sonra en az gerilim artış yüzdesine
sahip olduğu saptanmıştır.
12.
Bakterilerden
elde edilen gerilim artışı incelemek ve verimliliği arttırmak için amacı ile
bakterilerin ışık kaynaklarına mesafeleri değiştirilerek , besi ortamına demir
sülfür eklenerek, bakteriler elektrik ve manyetik alana maruz bırakılarak
deneylerimiz devam etmektedir.Kullanılan ışık kaynaklarından elde edilen
veriler bakterilerin karanlık ortamdaki davranışları referans alınarak
anlamlandırılmıştır.
13.
Bakterilerdeki
üremenin deney sonuçlarına etkisi minimuma indirme amacıyla siyanobakterilerin
ekimi yapıldıktan sonra 40 gün beklenmiş, böylece bu bakterilerdeki üreme
artışı hızının yavaşladığı periyot yakalanmaya çalışılmıştır.
14.
Kullanılan
tüm sistemlerde deneyler aynı anda başlatılıp aynı anda bitirilerek , gerek
bakteri artışının gerek ortam şartlarının
tüm sistemlerde aynı olması sağlanmış ve verilerimizde referans olarak
kullanılmıştır.
KAYNAKÇA:
1.
Berkeley Fizik
Dizisi (Series of Physics )
2.
Blatt F. J.
:Princeiples of Physics 2nd addition Allyn-Bacon (1986)
3.
Ertaç I. :Denel
Fizik Deneyleri Cilt 2 (1975)
4.
Orhan Ö. Özdaş K.
: Uygunluk Temel Fizik
5.
Çetin K. :
Endüstriyel Elektronik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder